Aort Damarı Nedir?

Aort damarı, kalpteki oksijenli kanı vücudun tamamına ileten vücudun en büyük atardamarıdır. Kalın duvarlara sahip olan aort damarı, vücudun temel dolaşım sisteminin sağlıklı bir şekilde çalışmasında hayati rol oynamaktadır. Aort damar duvarı üç tabakadan oluşur. Bu tabakalar; iç tabaka (intima), orta tabaka (media) ve dış tabakadır (adventisya).

Aort Anevrizması Nedir?

Aort anevrizması, aort damarının %50’den fazla genişlemesi durumudur. %50 ye kadar olan damar genişlemelerinde dilatasyondan bahsedilir. Söz konusu anormal genişleme sonucu, aort damar duvarı zayıflar ve yırtılma ihtimali yükselir. Bu nedenle aort anevrizmaları hayati önem arz ettiğinden dikkatle takip edilmesi gereken durumlardır. Aort anevrizmasının birçok sebebi vardır:

  • Doğumsal bağ doku hastalıkları (Marfan sendromu, Ehler-Danlos sendromu, Loeys-Dietz sendromu)
  • Ateroskleroz (damar sertliği)
  • Hipertansiyon
  • Enfeksiyon
  • Travma

Kimler Aort Anevrizması İçin Risk Altındadır:

  • 65 yaş üstü
  • Hipertansiyon
  • Sigara içiciliği
  • Genetik yatkınlık (ailede aort anevrizması hikayesi olanlar)
  • Kan yağları yüksekliği
  • Erkek cinsiyet
  • Ateroskleroz (koroner kalp hastalığı, periferik damar hastalığı)

Anevrizmalar çoğu zaman belirti vermez ve başka bir sebeple tetkik edilirken raslantısal olarak tespit edilirler. Belirti verenlerin en çok sebep olduğu semptom ağrıdır. Ağrı genelde anevrizmanın bulunduğu yere göre belirti verir. Göğüs bölgesindeki aort kısmının anevrizmalarında göğüste veya sırtta müphem, batma tarzı ağrılar olabilir. Karın bölgesindeki aort anevrizmalarında karın ağrısı ve bel ağrısı tarzında ağrılar olabilir. Özellikle tansiyon yükselmesi durumunda bu ağrılar daha belirgin olabilir.  Ağrıya sebep olan aort anevrizmaları ciddi takip gerektirir ve geçmeyen ağrılar anevrizmanın yırtılması için bir öncü bulgu olabilir. O nedenle anevrizmaya bağlı ağrı varsa ciddiye alınması gerekir.

Aort Anevrizmaları Bulunduğu Bölgeye Göre Adlandırılır:

Aort damarı, torasik aort (göğüs aortu) ve abdominal aort (karın aortu) olmak üzere iki kısım olarak adlandırılabilir.

Torasik Aort (Göğüs Aortu) Anevrizması: Torasik aort, göğüste yer almaktadır. Kalbin sol karıncığından çıkan kanı beyine ve kollara taşır. Aortun bu bölümü, aort kökünden diyafram zarına kadar olan kısmıdır. Torasik aorta da üç bölümde adlandırılır. Kalpten çıkıp kafa ve kollara kan taşıyan damarlara kadar olan kısın asendan (yükselen) aort, kafa ve kollara kan taşıyan damarların olduğu kavisli kısım arkus aorta ve diyafram zarına kadar olan, sol akciğerin arkasında seyreden kısım da desendan (inen) aort olarak adlandırılır.

Abdominal Aort (Karın Aortu) Anevrizması: Torasik aortun devamı olarak karın zarından itibaren aort damarı karın bölgesine girer ve abdominal aort olarak adlandırılır. Mide, bağırsak, karaciğer, bacaklar, dalak, böbreklere ve dokulara oksijenli kanı taşır. Aort anevrizmalarının yaklaşık %75’i karın bölgesinde meydana gelmektedir.

Aort anevrizmasının oluşmasında, sigara kullanımı, ileri yaş, genetik faktörler, yüksek tansiyon vb. gibi birçok risk faktörü bulunmaktadır. Aort anevrizmasına sahip olan hastaların sigarayı bırakması, doktorunun önerdiği şekilde ilaç alımına dikkat etmesi, doktor önerisine uygun spor ve egzersizleri yapması, alkol alımını sınırlandırması, kalp sağlığına uygun beslenmesi ve kilosunu koruması önemlidir.

Aort anevrizmalarının tedavisi birçok belirleyici faktöre bağlı olarak değişiklik gösterebilmektedir. Boyutuna, bulunduğu bölgeye, hastanın yaşına ve sağlık durumuna vb. faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Çok fazla gelişmemiş olan anevrizmalar doktor takibiyle kontrol altına alınabilirken, büyük anevrizmalar için ameliyat ya da endovasküler stent işlemleri gerekebilmektedir. Eğer aort anevrizması belirtilerini taşıyorsanız kalp ve Damar Cerrahi Uzmanına danışmanız ve tedavi sürecine erken başlamanız son derece elzemdir.