Bypass Ameliyatı Nedir? Çeşitleri Nelerdir?

Açık bypass ameliyatı, kalpteki tıkalı veya kısmen tıkanmış bir damarın kan akışını tekrardan sağlamak için yapılan ameliyat türüdür. Göğüsün ortasından uzun bir kesi atılır ve göğüs kafesi açılır. Göğüs açıldıktan sonra kalp geçici olarak durdurulur ve ameliyat gerçekleştirilir. Açık kalp ameliyatı çoğunlukla yaklaşık 3 ila 6 saat arası sürmektedir. Ameliyatın süresi kaç damarın tıkalı olduğuna göre değişebilmektedir. Açık bypass ameliyatı büyük bir kesi ile yapıldığından dolayı komplikasyon gelişme riski de kapalı bypass ameliyatına göre daha yüksektir. Hastanın enfeksiyon kapma riski de artmaktadır. Özellikle Diyabet hastalarında kemik iyileşmesi sorunları ve enfeksiyon gelişim riskinden dolayı Kapalı Bypass ameliyatı Açık Bypass ameliyatından daha üstündür.

Kapalı Bypass ameliyatı küçük kesiler ile yapılan ve göğüs kemiğinin kesilmediği ameliyat türüdür. Meme altı veya meme yanından yapılır. Küçük kesi ile yapılan kapalı bypass ameliyatı sonrası hastaneden taburcu olma süresi hızlıdır. Dolayısıyla sosyal hayata dönüş de daha kolay olabilmektedir.

Stent Nedir? Neden Takılır?

Stent atardamarların açık kalmasını, kan akışının sekteye uğramamasını sağlayan küçük tüplere denir. Stentler, kan damarlarının tıkanması veya hasar görmesi sonucu ortaya çıkan hastalıkların tedavisinde yaygın olarak kullanılan tedavi yöntemlerinden biridir. Balon yardımıyla damara yerleştirilen stentler, atardamarların içinde kalıcı olarak kalabilen çoğunlukla metal olan parçalardır.  Bu metal tüpler kasıktan veya el bileğinden girilerek sorunun olduğu damara yerleştirilir. Stentin takıldığı bölgeye göre iyileşme süreci değişmektedir. İşlem el bileğinden girilerek yapıldıysa hasta hemen ayağa kalkabilir. Eğer kasık bölgesinden yapıldıysa hasta işlem sonrası bir süre dinlendirilir.

Stent işlemi tamamen risksiz bir işlem değildir ve komplikasyon gelişmesi durumunda acil cerrahi ameliyat gereken durumlar oluşabilir. Özellikle komplex stentleme işlemlerinde komplikasyon oranı, acil cerrahiye geçiş oranı ve hatta ölüm oranı daha yüksektir. Bu komplikasyonlardan bazıları şöyle sıralanabilir; işlemin yapıldığı bölgede kanama ve morarma, stenttin akut tıkanması, damar yırtılmaları, stentin kaçırılması ve istenmeyen bir damara düşmesi, işlem esnasında kalp krizi, damar yırtılmasına bağlı tamponad ve kalbin ani durması, kontrast maddeye karşı alerjik reaksiyonlar ve böbrek hasarı ve tabii ki ölüm vb. komplikasyonlar.

Kalbe Çok Fazla Stent Takılması Hastanın Bypass Olma İhtimalini Ortadan Kaldırır Mı?

Kalbi besleyen damarların tıkanması veya daralması sonucunda kalbe yeterli oksijen ulaşmaz ve kan dolaşımı sağlanmaz. Bu durumda damarları açmanın iki yolu bulunmaktadır.

  • Bypass Ameliyatı
  • Stent Takılması

Stent takılması işlemi bypass ameliyatına göre daha basit bir yöntemdir. Tıkalı damar sayısı fazla olan hastalar için bypass ameliyatı daha uygun olabilmektedir. Damar tıkanıklığı hastalığı ilerlemeden teşhis edilebilirse bypass ameliyatına gerek kalmadan stent takılarak tedavi edilebilir. Yapılan araştırmalara göre stent yöntemi ile baypas ameliyatına yakın sonuçlar alınabilmektedir.

Hastanın medikal durumu, ameliyat geçmişi, yaşı, kronik rahatsızlıkları, genetik faktörleri, kilosu, beslenme alışkanlıkları vb. gibi faktörler hastanın bypass ameliyatına veya stent takılmasına uygun olup olmadığının anlaşılmasında önemli ve belirleyici faktörlerdir.

Stent takılması hastanın ilerleyen zamanda bypass ameliyatı olmasına genellikle engel olmamaktadır. Bypass olan hastaya ise sonrasında gereklilik durumunda stent takılabilir. Ancak stentlerin metal parçalar olduğu ve her metal parçanın vücutta pıhtılaşma mekanizmasını tetiklediği ve stent sayısı arttıkça tıkanma oranlarının yükseldiği unutulmamalıdır. Yine bazı durumlarda çok fazla sayıda yerleştirilen stentler damarların bypass bölgelerine kadar uzatılmakta ve bypass yapılacak alan bırakılmamaktadır. Bu durumlarda hastalar bypass şansını kaybedebilirler. Çünkü takılan stentler kalıcıdır ve ameliyatta çıkarılmazlar. Çıkarılma durumlarında hasta açısından daha fazla risk oluşmaktadır. O nedenle stent takılırken dikkat edilecek husus, bypass yapılacak damarların damar eklenebilecek bölgelerine stentleri uzatmamaktır. Stentler çıkarılamadığı için bu bölgelere konulan stentler hastanın bypass şansını ortadan kaldırabilir.

Bir diğer önemli nokta Diyabet hastalarındaki stentleme işlemleridir. Diyabetik hastalarda zaten damarlar incelmekte ve normalden daha ince stentler konulması gerekmektedir. Bu ince stentler de daha erken tıkanmaya sebep olabilmektedir. Yine stent kontrolü için sürekli anjiyo için kullanılan görüntüleme ilacı böbreklere zararlıdır. Hiçbir böbrek bozukluğu olmayan bir hastada bile akut böbrek yetmezliğine sebep olabilir. Diyabet hastalarının tüm vücuttaki atar damarları zaten hassastır ve anjiyo işlemi için kullanılan görüntüleme ilacı diyabetik hastaların zaten hassa olan böbreklerini daha çabuk bozmakta ve akut böbrek yetmezliğine sebep olabilmektedir.

Sonuç olarak bazı durumlarda çok fazla stent konulması hastanın bypass şansını ortadan kaldırabildiği gibi, özellikle diyabetik hastalarda stent kontrolü için tekrarlayan anjiyolar akut ve kronik böbrek yetmezliği gelişme ihtimali normal bireylerden daha yüksektir.

Çoklu stent kararı verilen hastaların stent taktırmadan önce bir Kalp ve Damar Cerrahi uzmanından ikinci bir görüş alması, ilerde ameliyat şansının kaybolmaması açısından önem arz etmektedir.